Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 2012’den bu yana, havacılık ve uzay sektöründe düzenlenen 157 yatırım teşvik belgesiyle 4.5 milyar dolarlık yatırımın önünü açtıklarını belirtti.

SAHA MİHENK 2. Milli Havacılık Endüstrisi Çalıştayı, Bakan Kacır ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün katılımıyla Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Sanayi Bölgesi’nde (HAB) gerçekleştirildi.

Kacır, Türkiye’nin, Bayraktar, AKINCI, KIZILELMA, ANKA ve AKSUNGUR ile silahlı insansız hava araçlarında dünya lideri konumuna geldiğini, beşinci nesil savaş uçağı KAAN’ın yanı sıra kendi jet eğitim uçağını ve helikopterini üretebilen bir ülke olduğunu söyledi.

Kacır, bir yolcu uçağının gövdesinde yer alan tüm parçaları üretme kabiliyetine sahip olduklarının altını çizerek, “Firmalarımız, havacılık yapısallarında geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar ihracat hacmine ve 10 milyar dolar sözleşme büyüklüğüne ulaştı, 7 milyar doları aşan savunma ve havacılık ihracatımıza katkı sundu. Dünyanın dört bir yanına güvenle seyahat etmemizi sağlayan yolcu uçaklarının büyük çoğunluğunda Türk mühendislerinin, teknisyenlerinin katkısını görmek iftihar vesilesi” diye konuştu.

Sırada uzay var

Dünyanın en zor teknolojileri arasında yer alan uçak motoru üretiminde Türkiye’nin son yıllarda büyük mesafe kat ettiği bildiren Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

“SOM, ATMACA ve ÇAKIR gibi füze sistemlerimizde kullanılan turbojet motorlarını Kale Havacılık üretiyor. TEİ tarafından helikopterler için geliştirilen TS1400 turboşaft motoru, ilk uçuş testlerini başarıyla tamamladı. GÖKBEY, yerli motorumuzla uçtu. İHA’lar için geliştirilen PD170 turbodizel motoru, kalibrasyon ve test faaliyetleri sonunda seri üretim aşamasına geldi. KAAN ve KIZILELMA gibi platformlarımıza entegre edilecek turbofan motorumuz TF6000’in prototipini geliştirdik. Kimsenin reddedemeyeceği hakikat şudur: Türkiye, savunma ve havacılıkta Avrupa’nın parlayan yıldızıdır. Yüksek teknoloji yarışında hızlanmak isteyen Avrupa için Türkiye, en ideal paydaş ve teknoloji ortağıdır. Havacılık sanayinde elde ettiğimiz birikim ve deneyimi en az havacılık kadar zorlu bir alan olan uzay sanayine taşımak önceliğimiz. Ülkemizin uzay çalışmaları kapsamında bağımsızlığımızın teminatı olacak uzay limanı projesini hayata geçireceğiz. 2035’e kadar 1.8 trilyon dolara ulaşması öngörülen küresel uzay ekonomisinden aldığımız payı artıracağız.”