Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 1. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda gerçekleştirilen “Uçuş Eğitim Yılı Açılış Töreni”ne katıldı.

Bakan Akar’ın beraberindeki kumandanlarla merasim alanındaki yerini almasıyla başlayan merasimde klasik olarak kurban kesildi, dualar edildi. Merasimde konuşan Akar, kelamlarına yeni uçuş eğitim yılının güzel olması temennisinde bulunarak başladı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkesinin, milletinin egemenliği, bağımsızlığı, hudutlarının güvenliği, hak alaka ve menfaatlerinin korunmasına yönelik her türlü misyonu muvaffakiyetle yerine getirdiğini tabir eden Akar, KKTC, Azerbaycan ve Libya üzere dost ve kardeş ülkelerin haklı davalarında onların yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.

Eğitimli, deneyimli çalışanı, çağdaş araç-gereç ve silah sistemleri ile Hava Kuvvetleri Komutanlığının dünyada saygın bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akar, bu şuurla çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği, dayanak ve teşvikiyle savunma sanayiinde yerlilik ve ulusallık oranının yüzde 80’llere ulaştığını söz eden Akar, “Cin şişeden çıktı önümüzdeki periyotta ulusal muharip uçağımızı da tankımızı da yapacağız. Bu mevzudaki çalışmalarımız azimle, kararlılıkla devam ediyor” diye konuştu.

F-16 tedariki ve modernizasyonuna yönelik ABD nezdindeki teşebbüslerin sürdüğünü aktaran Akar, “Bunları yakından takip ediyor, olumlu sonuçlanması için azami uğraş gösteriyoruz” dedi.

Bölgedeki risk, tehdit ve tehlikelere dikkat çekerek, bunları yakından takip ettiklerini söz eden Bakan Akar, “Ege’de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta hak alaka menfaatlerimizin korunmasına yönelik yapılması gereken neyse yaptık, yapmaya devam ediyoruz” sözünü kullandı.

Yunanistan’ın tahriklerinin, saldırgan aksiyon ve telaffuzlarının, kural dışı hareketlerinin devam ettiğini lisana getiren Akar, Yunan savaş uçaklarının NATO misyonundaki Türk F-16’larını taciz ettiğini hatırlattı.

Bu misyonun uyumunun Temmuz’da başladığını aktaran Akar, “2 Temmuz’dan itibaren faaliyet tüm NATO kanallarına bildirildi, herkes bunu duydu, öğrendi. Öğrenmemiş olmak mümkün değil. Hal böyleyken NATO misyonunu yapan bizim F-16’larımıza tedbire yaptılar. Yunanistan buna karşı ‘Bunların Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk’ biçiminde son derece inkarcı, palavra telaffuzda bulundu” sözlerini kullandı.

“Düşmanca ve yanlış hareketler”

Türk jetlerinin 23 Ağustos’ta ise Girit Adası’nda konuşlu Yunanistan’a ilişkin Rus imali S-300 Hava Savunma Sistemi tarafından taciz edildiğini anımsatan Akar, şunları söyledi:

“Bunlar son derece düşmanca, yanlış hareketler. Bunlarla alakalı da gerek NATO’daki gerekse buradaki ilgili bütün yetkililer her türlü teşebbüste bulunarak NATO, ülkeler nezdinde Yunanistan’ın yalancılığını ve inkarcılığını takip ediyor. Bu mevzuda yapılması gereken ne varsa yaptık yapmaya devam edeceğiz. Yunanistan’ın bu şımarıklığına her vakit, her yerde kesinlikle karşılık verdik, vermeyi sürdüreceğiz. Hiçbir biçimde haklarımızda, menfaatlerimizde geri adım atmamız kelam konusu değil. Ülkemizin, milletimizin hak alaka ve menfaatlerini bugüne kadar hassas halde koruduk, muhafazaya devam edeceğiz.

“Hiçbir oldubittiye müsaade vermeyeceğiz”

Bunun son örneğinin Ukrayna ve Rusya ortasında tahıl koridoruna yönelik mutabakatla yerine getirilen değerli misyonun olduğunu aktaran Akar, “Biz diyoruz ki Yunanistan, Türkiye’yi tehdit olarak görmekten vazgeçmeli. Türkiye bir tehdit değil, Türkiye dostları, ittifak için son derece güçlü, aktif, emniyetli bir müttefiktir” diye konuştu.

Yunanistan’ın 1919-1922 yıllarında birtakım ülkelerin teşviki ve takviyesi ile işgal teşebbüsünde bulunduğunu hatırlatan Akar, bunun sonucunda hüsrana uğrayan Yunanistan’ın başbakanlarını, bakanlarını, hatta genelkurmay liderini astığını belirtti. Akar, şöyle devam etti:

Yunanistan’ın misal bir maceraya girmemesini, tekrar başını belaya sokmamasını, yine büyük bir darbe yememesini, hüsranla sonuçlanacak bu teşebbüslerden vazgeçmesini, tarihten ders almasını tekrar tekrar muhataplarımıza hatırlattık, hatırlatmaya devam ediyoruz. Biz diyoruz ki bu kelamda silahlanma, kelamda ittifak üzere çalışmalarla bir yere varamazsınız. Uzattığımız barış elini tutun, çalışmalarımızı yeterli komşuluk münasebetleri çerçevesinde milletlerarası hukuka uygun devam ettirelim. Hiçbir oldubittiye müsaade vermeyeceğimizi ne kendimizin ne Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını çiğnetmeyeceğimizi, Ege ve Doğu Akdeniz’deki hak alaka ve menfaatlerimizi bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da sonuna kadar koruyacağımızı her vakit söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Ege’deki, Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlıyız çok şükür buna da muktediriz.”