Biz Hürrem ve Hatice’den daha iyi anlaşıyoruz

admin Ocak 21 2012  Etiket: , , , Yorum Yok

Biz Hürrem ve Hatice'den daha iyi anlaşıyoruz

Bayramın son gününde Akşam gazetesinde ‘Sultan’ sohbeti… ‘Muhteşem Yüzyıl’ın ‘Hürrem Sultan’ı ile ‘Hatice Sultan’ı  bir araya geldi. Dizi seti dışında da çok iyi iki dost olan Selma Ergeç ile Meryem Uzerli; oyunculuktan güzelliğe, ‘ilk aşk’tan hayat felsefelerine kadar bilinmeyen yönlerini birbirlerine anlattı.

– Selma Ergeç: Oyunculuğunu çok beğeniyorum. Hürrem Sultan’ı hiç böyle hayal etmemiştim. Karaktere çok şey kattığını düşünüyorum. Sahnelerde nasıl oynayacağını önceden kararlaştırıyor musun, spontane mi davranıyorsun?

– Meryem Uzerli: Senaryoyu okurken her seferinde ayrı bir heyecan yaşıyorum. Meral Okay, dramayı çok iyi kuruyor. Kendi oynadığım karakter bile beni şaşırtabiliyor. Okurken Roller Coaster’a (hızlı lunapark treni) binmiş gibi hissediyorum. Hürrem’in bir sonraki davranışı hiç hesap edilemiyor. Aklımda her sahne için bir oyun kuruyorum. Karşımdaki oyuncunun en ufak hareketi benim oyunumu da tamamen değiştiriyor. Oynarken asla kendine konsantre olmamalı, karşındakini de çok iyi okumalısın. Aksiyon ve reaksiyon çok önemli.

– Selma: Seninle duygusu yüksek sahnelerde oynarken bunu fark ediyorum. Benden de aynı performansı bekliyorsun. Bu huyunu çok beğeniyorum.

BU İŞİN KURBANLARIYIZ

– Meryem: Bu benim için de geçerli. Hürrem ve Hatice kimi zaman anlaşamasa da bizim aramıza giremezler. Biz Hürrem ve Hatice’den daha iyi anlaşıyoruz. Oynarken kötü bulduklarımızı da söyleyebilmemiz çok önemli bir şey. Gerek iş gerekse özel hayatta insanların birbirine açık davranması gerekiyor. Böylece karşındaki seni eleştirmekten korkmaz ve daha çok yardımlaşma olur.

– Selma: Birisi hakkında kötü şeyler söyleyerek kendimizi rahatlattığımızı düşünüyoruz. Başkaları hakkında önyargılar oluşturuyoruz, onları sınıflandırıyoruz ve yargılıyoruz. Oysa bu doğru değil. Biz oyuncular da bu işin kurbanlarıyız galiba.

– Meryem: Oyuncular, göz önünde bulundukları için bu konuda iyi bir örnek. Kendilerini bir anda ‘yargılar bombardımanı’nda buluyorlar.

– Selma: Dikkatimi çeken bir başka konuda ‘güzellik ideali’ meselesi. Dünyada hiç gerçekçi olmayan bir güzellik ideali var.

RUHLARA CERRAHİ MÜDAHALE

– Meryem: Özellikle ABD’de gelişen sıfır beden modası, Avrupa ve Türkiye’ye sıçramış durumda. Türkiye’de bu kadar ileri olduğunu tahmin etmemiştim. En zayıf insan bile kilo vermekten bahsediyor. Rejim ve kilo vermek hiç bu kadar konu olmamıştı çevremde.

– Selma: Bunu Paris’te fark ettim. Mankenler hastalık derecesinden zayıf. Çok sağlıksız görünüyorlar. Türkiye’ye ilk geldiğimde ben de çok şaşırmıştım. Türk kadınların kıvrımlarıyla gurur duyan kadınlar olduğunu düşünüyordum öncesinde. Bana bile fazla kilolusun dediler. Geniş ekran TV’den kaynaklanıyor herhalde!

Meryem: İnanamıyorum. Hadi ben, artık herkesinde bildiği gibi biraz balıketli bir kadınım. Ama sana şişman demek hastalıklı bir algının eseri! Sigarayı bıraktıktan sonra 9 kilo aldım. Tekrar eski kıyafetlerimi giymek istiyorum ama bu canımı sıkmak için bir neden değil. Sonuçta her şey zamanla oluyor.

– Selma: İkimizde sağlıklı besleniyor, spor yapıyoruz. Eskiden zayıflık yadırganıyordu. Etli butlu daha kadınsı kadınlar güzel bulunuyordu. Bu Hollywood’un bize dayattığı bir şey.

– Meryem: Bir de plastik cerrahların. Aslında yüzlere değil ruhlara cerrahi müdahale gerekiyor.

– Selma: Kesinlikle yapmak istemediğin meslek?

– Meryem: Cankurtaranlık. Biz suya atlayıp serinlerken onlar güneşin altında kavruluyor. Zor bir meslek.

– Selma: Hangi yeteneğe sahip olmak isterdin?

– Meryem: Akrobasi. Akrobatik hareketler konusunda çok yeteneksizim. Yerde yuvarlanmasını bile beceremiyorum.

– Selma: Cennet’te gittiğinde Tanrı’nın sana ne söylemesini isterdin?

– Meryem: Senin burada olman güzel… Ya sen?

– Selma: Dünyada olanlara kızıp duruyordun. Orada yaşanan tüm çile ve kötülüklerin derin bir anlamı var. Ve her şeyi açıklamak için Johnny Depp seni bekliyor!

Eğer kızım olursa adını ‘muhallebi’ koyacağım!

– Selma: En sevdiğin kelime?

– Meryem: Aşk…

– Selma: Benimkisi ‘Neden’. Ya hiç sevmediğin kelime?

– Meryem: ‘Hering’ (Ringa balığı). Aklıma kutuya sıkıştırılmış balıklar geliyor, hiç sevmem konserve balığı.

– Selma: Benim sevmediğim kelime ‘Keşke’. Almancada bir söz var: Keşke kelimesi olmasa babam milyoner olurdu!

– Meryem: Benim de Türkçede sevmediğim bir kelime var ‘Kıyamam’. Bana çok yabancı geliyor, hiç beğenmiyorum. Ama sevdiğim bir kelime daha var ‘Muhallebi’ (gülüşmeler) Çok güzel gelmiyor mu kulağa sence de? Kızım olursa adını muhallebi koyardım. Buna izin verirler mi sence?

– Selma: Verirler herhalde, neden olmasın. Benim sevdiğim bir diğer kelime ‘Beyhude’. Bir ara o kadar takmıştım ki, uygun olsun olmasın her cümlede ‘Beyhude’ diyordum. En sevdiğin ses?

– Meryem: Su şişesinden içilme sesi. Yudumlar, gluk gluk gluk.

– Selma: Benim en sevdiğim ses de suyla ilgili. Suya daldığımda duyduğum ses ya da sessizliği çok seviyorum. Hiç sevmediğim ses ise motor sesi.

– Meryem: Ben de sakız sesinden nefret ederim. Biri yanımda sakız çiğnerse tepem atıyor. Çok sinirli biri değilim, eğer beni sinirlendirmek istersen tek yapman gereken sakız çiğnemek.

İlk görüşte aşk mı?

– Selma: Son bir yılda kendine ayırabildiğin az zamanda yaşadığın en güzel üç şey neydi?

– Meryem: Dizinin 13’üncü bölümünde yaptığımız parti. Deniz kenarında arkadaşlarımla yediğim yemek

– Selma: İkisinde de yanındaydım. Ya üçüncüsü?

– Meryem: Üçüncüsünde yoksun. Aylin Aslım konseriydi. Konser muhteşemdi. Ertesi gün telefon numarasını bulup onu aradım ve teşekkür ettim. Mütevazı ve çok güzel bir kadın. Sen de tanıyorsun.

– Selma: Evet, ben de konserine gitmiştim ve çok beğendim, o da bizi beğeniyormuş.

– Meryem: Bazen öyle insanlarla tanışırsın ki daha ilk kez görmene rağmen yıllardır tanıyormuşsun gibi hissedersin. Sanki ruhsal bir bağ varmış gibi. Bazen ‘İlk görüşte aşka inanır mısın’ diye soruyorlar bana. İnanıyorum, ama ruhsal ve duygusal bir bağa inanıyorum. Sen ilk görüşte aşık oldun mu hiç?

– Selma: Evet, ama çok çok küçüktüm! İlkokulda adı galiba Sebastian olan bir çocuğa…

İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEK ŞART DEĞİL. NASIL MI? TIKLAYIN!

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Sosyal Medyada Paylaşın!

Diğer Yazılar

No Resim

Galatasaray’a Süper Lig şampiyonluğu için 5 galibiyet yeterli olacak

Süper Lig’de son 6 haftaya lider giren Galatasaray, kalan bölümde 5 galibiyet alması halinde şampiyonluğa ulaşacak. Teknik direktör Okan Buruk yönetiminde son 2 sezonda şampiyonluğa ulaşan Galatasaray, bu sezon da >>>

No Resim

Fenomen arkadaşını öldüren oyuncu Sevil Akdağ’ın ifadesi ortaya çıktı

Dizi ve film oyuncusu Sevil Akdağ, tartışma yaşadığı fenomen arkadaşı Elif Kırav’ı bıçaklayarak öldürdü. İntihar girişiminde bulunan Akdağ yakalandı. Akdağ ifadesinde, aralarında sebepsiz yere kavga çıkmasının ardından, Kırav’ın kendisine vurduğunu >>>

No Resim

Bakanlık bir markayı daha ifşa etti! Satılması artık yasak

Ticaret Bakanlığı, çocuklar için risk taşıdığı gerekçesiyle “Mikrotem” markalı yağ çözücünün satışını yasakladı. Ürünün çocuk emniyetli kapak düzenekleri ve dokunsal uyarılar konusunda yasal gereklilikleri karşılamadığı belirtildi. Ticaret Bakanlığı, sağlığa zararlı >>>

Sohbet Sitesi;

Sanal alemde kullanıcılarına ücretsiz sohbet imkanı sağlayan Türkiye'nin sayılı Sohbet Siteleri Arasında Yer Almaktadır.

Kalıcı Bağlantılar

Sohbet
mobil
Sohbet Odaları
Sohbet Sitesi

Sosyal Medyada Biz!

Facebook
Twitter
İnstagram
Youtube

© Copyright Sitemiz Google ve diger arama motorlarında kelebek chat kelebek sohbet kelebek sohbet chat Gibi kelimelerde hizmet vermektedir