AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basın toplantısında konuştu. Çelik’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

TÜRK F-16’LARINA YUNAN TACİZİ

Yunanistan’ın bu tavrının hukukla alakası yoktur. Yunanistan, NATO Angajman Kuralları’na göre düşmanca hareket ediyor. Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından hiçbir şey ifade etmez. Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücü karşısında onların yaptığının hiçbir anlamı yoktur. 

Hava Kuvvetlerimiz gerekli karşılığı vermiştir ama Yunanistan açısından mesele şununla ilgilidir: Giderek gayrinizami hareketlerde bulunan bir devlete dönüşüyor. Yunan muhalefetinin söylediği gibi, Yunanistan’ı yabancı devletlerin askeri karargahı haline getiren bir iktidar var.

Sahadaki bu hareketlerinin tehlikeli sonuçları olabilecektir. Bu, dünyanın hiç istemediği bir şeydir.

MACRON’UN TÜRKİYE KARŞITI SÖZLERİ

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, bütün dış politikasını sadece Türkiye ve Erdoğan karşıtlığına indirgemesini ibretle izliyoruz. Türkiye’ye dönük sözleri hiçbir şekilde siyasi açıdan ahlaki değildir. Macron göreve geldiğinden beri Cumhurbaşkanımızla her  özel görüşmesinde diyaloğu artırmaktan bahsediyor, dışarıda Türkiye karşıtlığını öne sürüyor. 180 derece zıt bir tutum var. 

TİP MİLLETVEKİLİ AHMET ŞIK’IN TEHDİT DOLU SÖZLERİ

Türkiye’nin en büyük siyasi partisine, “örgüt muamelesi yapacağız” demek dünyanın en faşizan yaklaşımıdır. Partimiz hukuki süreci başlattı. Çık, “AK Parti ile sandıkta mücadele edeceğim” desene. “Siyasi olarak bu rekabeti ortaya koyacağım” desene. Rekabeti ortaya koyamayanlar örgüt diliyle konuşuyor. 

Bir başka konu da buna sessiz kalınması. Demokrasiden bahsediliyor. Bütün bunlar esasında, kendisini demokrasi söyleminin kamuflajına saklamış faşizan tehlikenin varlığını gösteriyor.

(CHP’li Ali Mahir Başarır’ın, ‘Ömer Çelik, Zehra Taşkesenlioğlu ile görüştü’ iddiası) Bahsettiğiniz milletvekilinin her söylediği şu ana kadar yalan çıktı. Bu arkadaş fazla dizi seyrediyor anladığım kadarıyla. Olsa da söyleriz. 

DOĞU PERİNÇEK’İN PEYGAMBER EFENDİMİZ’LE İLGİLİ TEPKİ ÇEKEN AÇIKLAMASI

Baştan aşağı yanlış bir söz. Bir siyasi partinin kendisini Hazreti Peygamber’in tebliğiyle mukayese etmesi kadar mantıksız, akıl dışı bir şey söz konusu olamaz. Şu parti veya bu parti değil. Kişilerden, partilerden bahsetmiyoruz. Bir siyasi parti kendi faaliyetini Peygamber Efendimiz’in tebliğiyle yarıştırma gibi bir tutum içine giriyorsa bu haddini bilmezliktir. Ya da herhangi birisinin siyasi alanla dini alanı mukayese biçimi haline getirmesi başlı başına mantık kırılmasıdır. 

(Kılıçdaroğlu’nun KHK açıklaması) Doğrudan siyasetin bu alana müdahalesi demektir.