Son dönemin en çok konuşulan filmlerinden ‘Zenne’nin başrol oyuncusu Kerem Can, filmde sergilediği dans performansıyla büyük alkış alıyor. Dans sahneleri için üç farklı koreografla çalışan Can’ın öğretmenlerinden biri de Burçin Orhon’du. Can’ın çok çalışkan bir öğrenci olduğunu söyleyen Orhon; başarılı oyuncuyla çalışma dönemini ve Türkiye’de oryantal dansa bakışı anlattı…

Kerem Can’a dans dersi vermeniz için teklif nasıl geldi?

Mehmet Binay ve Caner Alper beyler geldiler, “Bir film çekiyoruz; iki koreograf daha var, siz de aramıza katılırsanız çok seviniriz” dediler. Bu filmde üç ayrı koreografla çalışılması bile Türk sineması için büyük başarı. Çünkü “Bir koreograf bulalım, iki tane de dans olsun” mantığıyla yola çıkılmamış.

ÇOK DOĞRU BİR İSİM

Kerem Can, “Daha önce hiç dans edemezdim” demişti bir röportajında. Sizin elinize yoğrulmamış hamur olarak mı geldi?

Kesinlikle öyle geldi ama bence Kerem bu film için çok doğru seçilmiş bir kişi. Bir kere çok çalıştı. Ben hareket cümlelerini veriyordum, Kerem ertesi gün o cümleleri tamamlamış olarak geliyordu. Çok kısa sürede ama çok uzun çalışmışız gibi çalıştık. Bu da tamamen Kerem’in başarısıdır.

Ödevini iyi yapan bir öğrenciydi yani…

Kesinlikle öyleydi! Demek ki dansa çok büyük yeteneği varmış, yoksa bu kadar inandırıcı olmazdı. Filmde de gördüm; bayağı zenne diye seyrediyorsunuz.

Erkeğe dans öğretmek zor mu?

Hayır. Hatta kadınlara öğretmekten daha zevkli. Benim hayalimde hep bir erkeğe, erkeksi dans ettirmek vardı. Dikkat ederseniz; filmde zennenin yaptığı danslar çok dişi değil; erkeksi oryantal yapıyor. Erkekler aslında fiziksel olarak dezavantajlı olmalarına karşın bu işe daha çok baş koyuyorlar ve çok güzel çalışıyorlar. Erkek dansözün iyi olanı çok iyi oluyor.

Oryantal genelde kadınlara yakıştırılır, erkek ve oryantal kelimeleri yan yana gelince burun kıvırılır…

Bizde kadına da burun kıvrılıyor. Türkiye’de hâlâ bana dansöz demeye dili varmıyor insanların. Halbuki ben dansözüm, kariyerimi dansözlük üzerine yaptım. Dansözlük sanki alt tabaka bir işmiş gibi görülüyor. Ben çalışırken de bana, “Niye assolist olmuyorsunuz?” diye soruyorlardı. O zaman Sibel Can assolist olmuştu çünkü… Ee kadının sesi güzel, assolist oldu; benim sesim güzel değil ki! Ayrıca benim mesleğim dans etmek. Ben hiçbir zaman şarkı söylemeyi ya da başka bir şey yapmayı düşünmedim.

HAKİKATEN İYİ ÖĞRENDİ

Oryantal, kadınlara bile yakıştırılmıyor, kaldı ki erkeklere diyorsunuz yani…

Bizde erkekler normal dansa bile kalkmaya yüksünüyorlar, kaldı ki oryantal… Oysa yaptığınız işi layığıyla yaparsanız kimse size burun kıvıramaz. Mesela Kerem şu an bir mekanda dans ediyor olsa, eminim o mekan kapalı gişe yapar, dolup taşar. Çünkü bu işi hakikaten iyi öğrendi.

Diziler, filmler yeni akımlar başlatıyor Türkiye’de. Sizce bu film de zenneliğe bir merak uyandırır mı

İnşallah. Ondan daha önemlisi belki töre cinayetlerine dur diyebilir, ki sanmıyorum.

TÜRK KADINI ZAYIFLAMAK İÇİN DANS ETMEK İSTİYOR

Kimlere, nerede dans dersi veriyorsunuz?

Burçin Orhon Dans Akademisi ile Kavacık’taki Gymnasium Sports&Health Club birleşti, orada ders veriyorum. Daha çok yurt dışından gelen öğrencilerim oluyor. Özellikle Japonlar geliyor mesela. Çok enteresan çalışıyorlar onlar; dersin bir dakikası bile boş geçsin istemiyorlar, “Ne kadar çok öğrenirsek o kadar kârdır” diyorlar.

SEKSİ MAHLUKLAR

Türklerin ilgisi nasıl?

Yoğun ama bizim hanımlar genellikle zayıflamak istedikleri için, ben onlara özel zayıflatmaya yönelik ‘power oryantal’ adını verdiğim dersleri geliştirdim.

Erkekler sahnede kadınlar kadar avantajı değil. Onlar sahneyi doldurmak için ne yapmalı?

Evet, kadın durduk yere de seksi bir mahluk. Şöyle bir omzunu sallasa bile seksi oluyor. Ama erkeğin bunu yapmaması, kendi seksiliğini kullanması lazım. Bazı zenneler kadınsı dans ediyor, ben onları sevmiyorum mesela. Bir erkek, biraz daha erkeksi oryantal yapınca daha seksi oluyor. Tabii erkek de kıvrılmaları, titremeleri yapıyor ama dozunda yapıyor.

DANSÖZLÜK YÜREK GEREKTİREN BİR İŞ

Osmanlı’da bile zenneler çok fazla varmış, günümüzde ise yok denecek kadar azaldılar; neden sizce?

Hoşgörü gittikçe eksiliyor çünkü. Şimdi dansöz de yok ona bakılırsa; üç tane isimden bahsediliyor. Zaten kimse dansöz olmuyor. Eskiden ya dansöz olunurdu ya manken; şimdi ikisi de yok artık. Dansözlük yürek gerektiren bir iş, o yüzden biraz yüreği olanlar ancak dansözlük yapabiliyor şimdi.

Toplumdaki önyargıdan dolayı mı yürekli olmak gerekiyor?

Maalesef öyle. “Dansöz gibi kıvırma” diye bir söz var bizde. Bu lafı benim yanımda söyleyip sonradan utancından susmuş insanlar biliyorum ben. Aslında bu tip önyargıların değişmiş olması gerekiyor ama maalesef çok köklü ve yerleşik bir düşünce. Bizde düğünlere bakın; kimse kendiliğinden ortaya çıkıp dans etmez, illa birinin kendini çekiştirmesini bekler. “Bakın ben aslında ağır başlıyım ama madem ki çıkarıldım, bari dans edeyim” düşüncesiyle kalkar yerinden; sonra kendini ortalığa bir atar, en iyi o dans eder.

Sabah

Sosyal Medyada Paylaşın!