Almanya’da dün gerçekleştirilen erken genel seçimlerden zaferle çıkan Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve başbakan adayı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Merz, Netanyahu’yu Almanya’ya davet ettiğini belirterek, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) hakkında çıkardığı tutuklama kararına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“NETANYAHU’NUN GELEMEMESİ ÇOK SAÇMA”

Merz, Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edemeyeceği fikrinin “tamamen saçma” olduğunu vurgulayarak, kendisinin bu ziyareti güvenli bir şekilde gerçekleştirebilmesi için “uygun yollar ve araçlar bulacağını” ifade etti.

SOL PARTİ: “PUTİN DE NETANYAHU DA GELSE TUTUKLANMALILAR”

Sol Parti Eş Başkanı Jan van Aken, Merz’in bu davetini sert bir dille eleştirerek, kararın bir “felaket” olduğunu ve Almanya’nın çifte standart uyguladığını söyledi. Aken, UCM’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında çıkardığı tutuklama kararına atıfta bulunarak, “Eğer Putin Almanya’ya gelirse bu karar uygulanmalı. Aynı kural Netanyahu için de geçerli olmalı” ifadelerini kullandı.

UCM’NİN TUTUMU: “HUKUKİ KARARLARIN BAĞLAYICILIĞI TATRIŞILAMAZ”

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Almanya’nın da dahil olduğu 27 Avrupa Birliği ülkesinin, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili mahkemenin kararlarını uygulamak zorunda olduğunu hatırlattı. Açıklamada, devletlerin bu tür hukuki kararların bağlayıcılığını tek taraflı olarak belirleme yetkisine sahip olmadığı vurgulandı. Mahkeme, şüphelilerin yargı sürecinin etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirterek, ilgili devletlerin endişelerinin UCM ile resmi yollarla ele alınması gerektiğini bildirdi.

Merz’in Netanyahu’ya yönelik daveti ve UCM kararına karşı sergilediği tutum, Almanya’da siyasi bir tartışma başlatırken, uluslararası hukuk açısından da geniş çapta yankı uyandırdı.